20 Aralık 2008 Cumartesi

Dali deli?

"Salvador Domingo Felipe Jacinto Dalí y Domènech, kısaca Salvador Dalí (11 Mayıs 1904 – 23 Ocak 1989), İspanyol sürrealist ressam. Gerçeküstü eserlerindeki tuhaf ve çarpıcı imgelerle ünlenmiştir. En iyi bilinen eseri olan Belleğin Azmi'ni 1931'de bitirmiştir." diyor vikipedi'de...

Dali , kendi teşhisi ile bile narsisttir. Yeni basılan kitabı Hayat'ta "otobiyografi utanç verici bir şeyi ifşa ettiğinde güvenilir olur; kendi hakkında iyi birşeyler söyleyen bir adam muhtemelen yalan söylüyordur." mantığıyla kendinden bahsedilir.

Henüz 6 yaşındayken 3 yaşındaki kız kardeşinin kafasını tekmelemesiyle farketmeye başladığı hazları, küçük bir çocuğu köprüden atmak, başka birini de kanlar içinde, insanlar ellerinden alana kadar yumruklamak gibi diğer yaptıkları yanında normal sayılabilecek davranışlarla devam etmiştir.

5 yaşındayken yakaladığı yarasayı bir kovanın içine hapsetmiş, ertesi gün açtığında da karıncalar tarafından sarıldığını görünce iştahı açılmış birdenbire ve ölü yarasayı yaramasa da ağzına atmış başlamış yemeye karınca kararınca sosla...Napsın o zamanın imkanları o kadarmış.

Delikanlılık çağında da bir kız aşık olmuş şahsı muhtereme. Kızcağızı her müsait zamanda 5 yıl sonra bırakcam seni diyerek sadece öperek koklayarak ama daha fazla ileri gitmeyerek sürdürdüğü sürrealist ilişkisini festival gibi değilsin katılmamak istiyorum diyerek 5 yıllık plan dediği bu şey için zamanı gelince ayrılarak noktayı koyar.

Otuz küsur :) yaşına kadar cinsel ilişkide bulunmamış ya da bulunamamış.Cinsel ilişkilerde iktidarsızmış... Bunun yerine mastürbasyonla yetinmiş ama ayna karşısına geçerek...Başka türlü haz alamıyormuş kendileri.

Gala diye bir kadınla evlenmiş. Onu da uçurumdan aşağı itmek arzusuyla tutuşuyormuş...( Arzu suyla tutuşur mu ?)

Sürrealist resim ve sürmerealist fotoğraflarında göze çarpan şeyler; cinsel sapkınlık, nekrofili, cinsel objeler ve sembollerdirmiş. (yüksek topuk, koltuk değneği, ılık süt, defi hacet motifleri ). Dali, koprofaj olduğu iddaalarını tiksindirici birşey diyerek kabullenmezmiş ama eşek ölüleriyle oynamadan, gözlerini makasla oymadan duramazmış.

İyi bir ressam berbat bir insandır demiş Gerge Orwell...Biri diğerini geçersiz kılmamaktadırmış diye de eklermiş...Yemezmiş diyebilmek...

18 Aralık 2008 Perşembe

15 Aralık 2008 Pazartesi

Nişanlah :)

Nişanlandım dünya güzeli biriyle; 2008'nci yılın aralığının 12'sinde. Ben var çok mutlu olmak...

Gongu

5 su bardağı toz şeker
4 çorba kaşığı nişasta
1 kahve kaşığı krem tartar
1 su bardağı kavrulmuş fındık
1 su bardağı hindistan cevizi
imiş...Ama ben küçük bu tatlı şeye kendi tatlılığımı katıp "gongu" dermişim efendiler...

5 Aralık 2008 Cuma

Ediz Hun vs Edison



Küçükken sevinmiştim bi keresinde elekrtiği bulan Türkmüş diye...Edison'u Ediz Hun, Ediz Hun'u Edison sanmıştım birkaç yıl...Yaaa..Meğerse dayı oğullarıymış bunlar...O kadar...

Yemekteler

Nasıl bir programdır bu? Kimsenin birbirini, yemeklerini, tadını, tuzunu, kaşıklarını, çatallarını ve sevgili yerleşimlerini beğenmediği daha doğrusu beğenmemeye çalıştığı, beğenmemenin erdem olduğu bir poroğram...Ayy ne iirenç köfte o....Hayatta yemem süt ürünleri..Tuzu çok olmuş vazgeçtim az olmuş...Alıcan bunlara marketten hazır çorbayı, pizzayı, pudingi, hazır kahveyi..Al burdan yak...

2 Aralık 2008 Salı

Protesto


Neden sessiz kalıyoruz yasaklara, neden tepki göstermiyoruz? Yasak biter bitmez doluşuyoruz... Asıl o zaman yok mudur farkımız koyundan? Yem verirse ye, yoksa yeme... Nerede irade, insiative? Varken de yeme...Koy tavrını...Yazma 1 hafta, 1 ay... O zaman belki anlaşılır birşeyler... Yasak kalktı yazalım hemen... Kararımı ben veririm onlar değil... Onlar yazabilirsin dediğinde yazmama hakkı da benimdir... Dedi diye yazmak zorunda değilimdir... Ben de blogcuları farklı sanırdım... Duruş, onur....