23 Ekim 2008 Perşembe

Nalan Altınörs? Altı nurse? Altın örs?

1961 Yılında Ankara’da doğan Nalan ALTINÖRS, İlkokulu İzmir Halil Rıfat Paşa İlkokulu’nda, Lise öğrenimini İzmir Karataş Lisesinde tamamlamıştır. Sonra da bu karışıklığa yol açmıştır kendileri.



Geri dönüşüm muhteşem olacak, ıyy ...

Tüketilen maddelerin yeniden geri dönüşüm halkası içine katılabilmesi ile hammadde ihtiyacı azalır. Böylece insan nüfusunun artışı ile paralel olarak artan tüketimin doğal dengeyi bozması ve doğaya verilen zarar kısmen ya da kıs women engellenmiş olur. Bununla birlikte yeniden dönüştürülebilen maddelerin tekrar hammadde olarak kullanılması büyük miktarda enerji tasarrufunu mümkün kılar. Örneğin, yeniden kazanılabilir alüminyumun kullanılması alüminyumun sıfırdan imal edilmesine oranla %35'e varan enerji tasarrufu sağlamaktadır.

Kullanılmış kağıdın tekrar kağıt imalatında kullanılması hava kirliliğini %74-94, su kirliliğini %35, su kullanımını %45 azaltabilmektedir. Örneğin bir ton atık kağıdın kağıt hamuruna katılmasıyla 8 ağacın kesilmesi önlenebilmektedir.

16 Ekim 2008 Perşembe

Fazıl Hüsnü Dağlarca bi de Türkçe

26 Ağustos 1914 İstanbul doğumlu. Süvari yarbayı Hasan Hüsnü Bey'in oğludur, ilk öğrenimini Konya, Kayseri, Adana ve Kozan'da, orta öğrenimini Tarsus ve Adana ortaokulundan sonra girdiği Kuleli Askeri Lisesi'nde 1933 yılında tamamladı. 1935'te piyade subayı göreviyle Doğu ve Orta Anadolu'nun, Trakya'nın pek çok yerini dolaştı. Ordudaki hizmeti on beş yılı doldurunca, ön yüzbaşı rütbesiyle askerlikten 1950'de ayrıldı. 1952-1960 yılları arasında Çalışma Bakanlığı'nda iş müfettişi olarak İstanbul'da çalıştı. Buradan ayrıldıktan sonra İstanbul Aksaray'da "Kitap" kitapevini açtı ve yayıncılığa başladı. Ocak 1960-Temmuz 1964 yılları arasında dört yıl Türkçe isimli aylık dergiyi çıkardı. İlk yazısı 1927'de Yeni Adana gazetesinde yayınlanan bir hikayedir, İstanbul dergisinde 1933'te çıkan "Yavaşlayan Ömür" adlı şiiriyle adını duyurmaya başladı.

Varlık, Kültür Haftası, Yücel, Aile, İnkılapçı Gençlik, Yeditepe ve Türk Dili dergilerinde şiirleri çıktı.

Bugüne kadar kendisine bir çok ödül verilen şair 1967'de ABD'deki Milletlerarası Şiir Forumu tarafından "En iyi Türk Şairi" seçilmişti.

Hangi mahallede imam yok,
Ben orada öleceğim.
Kimse görmesin ne kadar güzel,
Ayaklarım, saçlarım ve her şeyim.
Ölüler namına, azade ve temiz,
Meçhul denizlerde balık;
Müslüman değil miyim, haşa,
Fakat istemiyorum, kalabalık.
Beyaz kefenler giydirmesinler,
Sızlamasın karanlığım havada.
Omuzlardan omuzlara geçerken sallanmayayım,
Ki bütün azalarım hülyada.
Hiçbir dua yerine getiremez,
Benim kainatlardan uzaklığımı.
Yıkamasınlar vücudumu, yıkamasınlar,
Çılgınca seviyorum sıcaklığımı...

Demiş....

10 Ekim 2008 Cuma

Crow

Bruce Lee'nin oğlu Brandon Lee'nin oynadığı ilk filmde, canlandırdığı rock gitaristi Eric Draven işkence edilerek öldürülmüş ve elbetteki usullere gömülmüştür, günlerden bir gün, muhtemelen çarşamba, adamın mezarına bi karga [kuzgun] konar, nasıl olduysa, o adamın ruhu karganın içine girer, olaylar gelişir.

The Crow serisi çizgi romanlar yazan James O’Barr tarafından ortaya çıkmıştır, James O’Barr, trajik bir trafik kazasında nişanlısı Bethany’nin sarhoş bir sürücünün kullandığı araba tarafından öldürülmesi sonrasında çok sıkıntılı günler yaşamaya başlamış.

Bu yaşadığı sıkıntılı dönemden kurtulmak için kendisini çizime verir, daha sonraları ise gazetede okuduğu bir haberden ( Detroit’te bir çiftin 20$ lık nişan yüzükleri için öldürülmesi olayı ) oldukça etkilenir ve bunun bir hikayenin başlangıcı için güzel bir çıkış noktası olduğuna karar verir ve 1981 yıllarında Berlin’de ilk The Crow çalışmalarına başlar.

Filmin çekimlerinin bitmesine 8 gün kala Brandon Lee’nin yanlış doldurulmuş bir silah tarafından çekim sırasına vurularak öldürülmesi bu yüzden James O’Barr’ı hayatı boyunca sarsan ikinci büyük olay olur.

Karga karga sadece gak dememiş

Kargalar Yenizelanda ve Güney Amerika'da yaşamazlarmış. Tabii kutuplarda da... Bunun dışında heryerde yaşarlarmış... Köpekgillerden kurt vb. hayvanlarla belki de eşit zekaya sahip olduğu düşünülmektedir .


Karga, kargagiller (Corvidae) familyasından Corvus cinsini oluşturan, iri yapılı, düz gagalı, pençeli, tüyleri çoğunlukla siyah, yüksek ve rahatsız edici sesli kuş türlerinin ortak adı.

Bir karganın dişi mi erkek mi olduğunu sadece dış görünüşüne bakarak söyleyenemezmiş. Ancak Dna kan testi cinsiyeti belirler. Kargaların günlük yaşamlarıyla ilgili çalışmalar, özellikle yuvalama dönemi boyunca, cinsiyete dair bir ipucu verebilir ancak bu çoğu kişinin gözlemleyebileceği bir şey değildirmiş.

100 yıl, 200 yıl yaşadıklarına dair iddiaların aksine doğada 10-12 yıl yaşarlarmış.

Bir kez çiftleşti mi, bu ömür boyu devam edermiş. Kargalar yalnızca kendi ailelerini savunmak ve korumakla kalmaz, ayrıca diğer kargaların da yardıma ihtiyaç duymaları ya da tehlike içinde olmaları durumunda yardıma gelirlermiş. Kargalar işbirlikçi hayvanlarmış. Her iki ebeveyn karga da yumurtaların üzerine otururmuş bu senin görevin demeden. Ailenin her üyesi yavruların bakımına yardım edermiş. Yuvalama dönemi gelince genç kuşlar da anne babalarına, yuvalama materyalleri bulmaya yardım ederler, anne karga yuvalama materyallerini rahat ve yumuşak bir yuvaya dönüştürür. Kuluçkadaki yumurtaların sayısı genellikle 4 ile 6 imiş...

Shakespeare Macbeth'de der ki;
'Kuzgun sesiyle kötülüğün kapılarını açar' ve Othello'da
'Kuzgun hastalık dolu evin üzerinde dolanır', ikisinde de kuzgun kötülüğün imzasını bağırır..

Heinrich, 'kuzgun günahkarla eş anlamlıdır' der.

İncildeki iddialara rağmen Heinrich'e göre 'kuraklık ve kargaşa zamanları boyunca kutsal keşişleri beslemişlerdir'.

Kral 17:6 da, Tanrının mesajı: 'Buradan ayrılın ve doğuya dönün. Cherit nehri boyunca saklanın. Orası Ürdün'ün doğusudur. Dereden su içebilirsiniz. Kuzgunlara sizi orada beslemeleri için emir verdim'.

Kur'an-ı Kerîm'de, Allah kardeşinin ölüsünü nasıl gömeceğini ona göstermek üzere, yeri eşeleyen bir karga gönderdi. (Çünkü ilk defa bir ölüm oluyor ve Kâbil gömmeyi düşünemiyordu. Yapacağı işi bir kargadan öğrenince) "Bana yazıklar olsun! Kardeşimin ölüsünü örtmek konusunda, bu karga kadar olamadım' dedi de ettiğine yananlardan oldu" (el-Mâide 5/27-31).

Hz. Peygamber karga eti yiyenin fâsık olduğunu (İbn Mâce, Sayd. 19), Fâsıkların cehennem ehli olduklarını (Ahmed b. Hanbel, III, 428, 444) bildirmiştir.

Bilimsel sınıflandırmayı da ekleyelim tamaamm..

Alem: Animalia (Hayvanlar)
Şube: Chordata (Kordalılar)
Sınıf: Aves (Kuşlar)
Takım: Passeriformes(Ötücü kuşlar)
Familya: Corvidae (Kargagiller)
Cins: Corvus

Bu da başka sakat...

Hocam uff oldu

Stadımız evimiz....




Sağlam değil mi?

Ertuğrul Sağlam, 19 Kasım 1969’da Zonguldak Ereğli’de doğdu. İlk, orta, lise eğitimini Ereğli’de tamamladıktan sonra bu dönem içerisinde Ereğli Erdemirspor’un Minik, Yıldız, Genç ve Amatör takımlarında futbol oynayıp, daha sonra Yıldız Teknik Üniversitesi Metalürji Mühehdisliği bölümünü kazandı. Yıldız Teknik Üniversitesi’ye kayıt yaptırırken, o dönemde Fenerbahçe’nin alt yapısında görevli olan Yılmaz Yücetürk’ün tavsiyesi ile Fenerbahçe Genç Takımı’na gitti.

Burada hem futbol hem de üniversite hayatını devam ettirdi. Spor Akademisi'ni bitirdi ve daha sonra aynı bölümde master yaptı. Aynı zamanda Genç Milli Takım formasını giydi. Bir sezon sonra 1986 yılında Fenerbahçe’den ayrılıp, Gaziantepspor’a transfer oldu. İlk profesyonel futbol hayatı böylece başlamış oldu. 1986-1987 sezonu Gaziantep’te ilk profesyonelliğe geçişi idi. Daha sonra Gaziantep’te bir sene daha oynadıktan sonra Samsunspor’a transfer oldu. Samsunspor’da her yıl artan bir grafikle 5 sezon forma giydi ve Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray O’nu renklerine bağlamak için yarışa girdi.

Bu transfer yarışının sonunda, 1994-1995 sezonunda Ertuğrul Sağlam Beşiktaş’la anlaşarak, Siyah Beyazlı formayi tam 6 yıl giydi.

Ertuğrul Sağlam ’ın ilk sezonunda başarılı performansı ve 28 golü, Beşiktaş’ı şampiyonluğa taşıdı. Siyah Beyazlı formayla 6 sezonda toplam 167 lig maçı oynadı ve 103 gol attı.

Forvet olarak başarılı olan ve bir çok önemli gole imza atan Ertuğrul Sağlam, John Benjamin Toshack’ın döneminde defansta da görev yaptı.

2000-2001 sezonunda Samsunspor'lu Erman Güracar ile takas edilen Ertuğrul Sağlam, Beşiktaş’tan ağlayarak ayrıldı ve 2003 yılında futbolu Samsunspor’da bıraktı.