28 Mayıs 2008 Çarşamba

Ayda bir....

Donkey şön :) güzel eşek demek, eşek tek ş ile yazılır, ilköğretmenlerimiz hep bize öğretti, daha doğrusu öğretirken korkuttu, bizi korkuttular, o nedenle hep eşek derken tek ş ile kafamızda gelir, kafamıza değil aklımıza gelir, hemen hem de gelmelidir bu, gecikirse sorun olur vicdanımızda, bir de gecikmeden gelmek OK kondomlarının ve viyagra haplarınn ilgi alanına girer, erkekler ve belki de kadınlar da bu hapı yutarlar bunları kullanırlar, hapı yuttum deyince benim de hapı yuttuğum aklıma geldi, senin yüzünden yuttum, acaba diyorum senin yüzünden daha neler yutucam, dünyadaki karadelik de her şeyi yutuyormuş ama böyle bir karadeliğin henüz ofisiyel olarak (ne olarak?ofisiyel) varlığı kanıtlanmadı sanırım, ofisiyel difransiyel bir de kasiyer var ama o konumuz dışı, konumuz neydi ki? bence aşk..benim sana duyduğum aşk..

24 Mayıs 2008 Cumartesi

Panik Sitrıit Piliçırz




17 Mayıs 2008 Cumartesi

Das İst An Bul.. If u can..

İstanbul'da başlıyorum yazmaya Ayda'yı beklerken... Bugün çalıştı Ayda akşama kadar..

Ben de şu blogcuumla oynarken başlayaım hadi dedim.. Music de eklemek istiom daha bulamadım nası olcaanı.. Bulsam da ne ekliceemi bulamam ki bu tuz ruhu halime uygun olanını."de" ve "yalın" hallerine uygun olanları buldum .."sorun" deil "cevaplayayım"..

Şu an tv'de selen"b" var.(Umarım "c"leri "d"leri yoktur.)Arkada da cm ylmz cakması"kolay gelsin usta ne dusunuon bu hususta" diyen biri ve iğrenç cingılı...Amma cok var bundan...Yetmezmiş gibi bi de cakması var "bes bebek" vs "selenb" die baska bi kanalda..Zaten bu kanalda baska bısey yayınlanmıo..

Neyse.. Music aramaya devam....

Zahmet etme , arama motoru ben buldum bile..şuraya saklanmış... :P

9 Mayıs 2008 Cuma

Futboldan da bahsederim..

Futbolu sevmeyen var mıdır? Varsa da sevmesinn..Hiç ugraşamıcam şimdi sevsinler die..

"Oyun alanı dikdörtgen şeklinde olmak zorundadır. Taç çizgisi kale çizgisinden uzun olmak zorundadır." der kitapta..

Ama biz sokakta da oynarız , annenin terlik fırlatmalarına rağmen evde de...

Biraya da bayılıom..

Sekiz bin yıl önce Firev Un diye 3 piramit büyüklüğünde çağının en büyük ekmek fırını ve değirmeni var imiş ...

Bu Mısırlılar ekmek üretmek için kazara arpayı ıslah etme çalışmaları sonucunda sevgili birayı icat ederek "en çok içilen alkollü içki" unvanını ele geçiren içkiyi buluvermişlerdir.Allah firevunlardan razı ossun..

Lager: Alman birası. Az alkollü ve içimi kolay.(Zoru nası oluoki..Sanki soru mu soruolar."x+3y-z=867" bilemedin mi içemion mu ya da içerken bunu mu çözmen gerekio..) Açık sarı renkli aynı Almanlar gibi.

En çok içilen bira lagerdir. Bir Bavyeralı ortalama senede 240 litre lager tüketir iki tanesi de sinerji ilen 490 bilemedin 500 litre içer...

Almanlar birayı sadece su, arpa, maya ve şerbetçiotundan üretiyorlar. Bunun dışında aromatik otlar veya başka bir madde katmıyorlar.Biz ise leblebi, kaşar, köfte gibi daha aromatik ve sıhhatli şeyler de ekleriz...

Ale: İngiliz birası. Çok içince "olee" de olur..Olmazsa da olur..Orta alkollü. Lagerden daha koyu renkli gibi dursa da şişede durduu gibi durmaz....

Bira soğuk içilmelidir. Ancak ne kadar soğuk? Ohh be dünya varmış denecek kadar soğuk..

Turkiyede satılan tum biralar lager/pilsener cinsidir ve bu tür biralar 4-8 derece sıcaklıkta içilirse gerçek tadı tekel bayilerinden alınabilir. İdeali 6 derecedir. 4 derece altında içildiğinde biranın gerçek tadı alınamaz, sadece çok soğuk maden suyu içilmiş gibi hissedilir ki bunu hiç içmemek daha iyidir..Kimi yörelerde buna sidik gibi olmuş da denir...

8 derecenin ustunde ise gittikçe biranın tadı rahatsız etmeye başlar.Bunu da cips takviyesi ile önleyebiliriz..

Buzdolabında birayı 1 tam gün tuttuğumuzda (ki bu da bir bira insanı için zor bir olaydır..Bunun yerine Katmandu'ya gider kafayı kazıtırım diyenler de çıkabilir..)genel olarak 5-6 derece soğukluğa erişir.Biz bi kere Serhatlan içmiştik çok gusel olduydu...

Bira bardağa döküldükten itibaren ısınmaya başlar.Buharlaşmadan içmek gerekir.. İdeal sıcaklığı daha uzun süre korumak için bardağı daha önce buzlukta bekletmeyi deneyin. Barda, barmenden mümkünse soğutulmuş bardak kullanmasını isteyin. Bir çok barda özel müşteriler için soğutulmuş bardak bulunur. Eğer yoksa bile bir sonraki biranız için bardağı buzluğa koymasını söyleyebilirsiniz. Soğuk bardakta bira daha çok "terler". Biranın terlemesi, bardağın dış yüzeyinde su damlalarının oluşmasıdır.Annelerin aman yavrum terleme demesi bu biraklar için söz konusu değildir..

Ayrıca gerçek bira bardağının kulplu olmasının nedeni , kulp kulpçe kara gün içindir..yaaa

Alamadım şu fespalardan bi tane...Seviom bu aletleri..











Bandırma bambaşka zaten..

Limanı ve gelişmiş sanayi tesisleriyle ekonomisi canlılık göstermektedir. Türkiye'de üretilen
kimyasal gübrenin % 15'i (Tabii o rakam ben ordayken , şimdi %10 bilemedin %11'idir..Amma sıçıomuşum breh brehh..)
etlik civcivin % 25'i,
otluk civcivin %100'ü ,
yımırtalık civcivin % 20'si,
beyaz etin % 22'si ,
yımırtanın % 22'si Bandırma'da üretilmektedir.

Böylece tavık mı yımırtadan , yımırta mı tavıktan çıkar sorunsalının çözümseli gene hiç bişeyi bandırmadan Bandırma'dan çıkar..Hepsi Bandırma'dan çıkıo daa ne istionus...

Bandırma Limanı, İstanbul'dan sonra 3.000.000 Ton/yıl kapasitesi ile Marmara denizindeki en büyük ikinci limandır.

Okur-Yazar oranı(%)=93,10 (37.sırada)....
Okur ama Yazmaz oranı(%)=99,60 (1.sırada)....
Kişi başına genel bütçe geliri(bin TL)=706.831 (12.sırada)....
Vergi gelirlerinde ülke içindeki payı(%)=0,32643 (19.sırada)....
Ayrıca sosyo-ekonomik açıdan Bandırma, 852 ilçe ve 78 il arasında (İstanbul,İzmir ve Ankara hariç) arasında Türkiye'nin 23.gelişmiş kentidir.

Bööle alakasız şeyler de yazarım alkış alyaz beklemeden...